DİĞER
"Saklı bir bahçe gibi bu roman dizisi, bir kez dalabilirseniz içine her duyuya hitap edebilecek güzelliklerle dolu: görsel ve işitsel olmakla kalmayıp damağa, buruna ve tabii tensel olana da hitap eden anlatılar bunlar. Aslında bir anlamda son derece eğlendirici olması da cabası."
"Vermeer’in Delft Manzarası, Proust’a göre dünyanın en güzel resmidir. Hayranlık duyduğu ressam hakkında romanında sadece Swann’a Vermeer incelemesi yazdırmakla yetinmez. Ressamı ebedi kılarak, Bergotte’yi bu resmin önünde öldürmeyi seçer. Proust’la birlikte Vermeer’in şaheserine bakanlar önce bu güzelliğin içinde kaybolur, sonra o sarı duvara tutunurlar."
"Onun yazdıkları lirik şiiri çağrıştırır, bir öznenin iç konuşmalarını, sayıklamalarını. Lirik şair nasıl sözlerinin, sanatının kifayetsizliğinin farkına varıp kendisine karşılık veremeyeceği nesnelere ve kavramlara başvurursa, Edgü’nün anlatıcısı ya da konuşan öznesi de okurunu durup soluklanmaya, anlatılanları sorgulamaya çağırır."
"Yunan ordusunun başındaki Agamemnon ile ordunun en önemli dövüşçüsü, yarı tanrı Akhilleus, savaş ganimeti saydıkları esir kadınları bölüşemedikleri için birbirlerine giriyorlar. Barker aslında İlyada destanına hiçbir şey katmıyor; aynı kahramanlar, aynı olaylar ve aynı kronolojiyle kurguluyor romanını ama bu sefer anlatıcı tam da bu kavganın nedeni olan savaş ganimeti Briseis."
"Uwe Timm, – ’68 kuşağına mensup solcu bir yazar olarak ailesiyle yüzleşmeye karar vermiş. Kardeşimin Gölgesinde, abisini gördüğü o tek andan hatırında kalanlarla başlıyor. Uwe o günlerde üç yaşında. Karl-Heinz kardeşini kucaklayıp havada süzerken birlikte tek anılarının bu olacağından, birkaç ay sonra Ukrayna’da öleceğinden habersiz..."
“Kuvvetli tahaffuz çarelerinden birisi de aşıdır. Çiçek, kolera, tifo, veba, difteri, verem ve kızılın bugün aşıları vardır. Aşılananlar bu hastalıklara yakalanmazlar. Aşı sayesinde eski hükümdarlar gibi zaman zaman icrayi saltanat eden ve birçok insanların ölümüne mucip olan kolera, veba afetleri tarihe karışmıştır. Kızıl, kuşpalazı belki verem de unutulacak."
1688'de yayımlanan "Görüşmeden, Konuşmadan, Yazışmadan Haberleşme Sanatı" adlı kitap, Osmanlı haremlerinde kullanıldığı iddia edilen, sonradan Batıda "çiçek dili", Osmanlılarda ise aynı anlama gelen “lisân-ı ezher” diye anılacak olan bir “gizli dil”i ele alıyor.
Harper Lee'nin yıllarını akıtıp da yayınlamadığı hakiki suç kitabı ve başka suçlar üstüne
Kadın ve toplumsal cinsiyet müzelerinde ya da diğer hafıza mekânlarındaki güncel tartışmaları belgeleyen "Feminist Pedagoji: Müzeler, Hafıza Mekânları ve Hatırlama Pratikleri" kitabını Nehir Kovar'la yayına hazırlayan Meral Akkent K24'ün sorularını yanıtladı
68 Hareketi'nin 50. yılı vesilesiyle hazırlanan Devrimci Portreler kitabında, “erkekliği” yeniden üretmek niye? 68'i erkek yumruğuyla özdeşleştiren bu algıyı kırmak, onu dönüştürmek ihtimali hiç mi gelmedi akıllara?
Irmak Zileli: Zihin katmanlardan oluşuyor. En yüzeyde belki akılla kavradıklarımız, farkında olduklarımız var. Peki ya farkında olmadıklarımız?
Harper Lee, yaşamı boyunca ilk romanının getirdiği şöhretin gururuna kapılmamaya çalışmış, Bülbülü Öldürmek’te de bunu yazmıştı: “Aklı olan yeteneklerinden gururlanmaz.”
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.